Arkadaşlık, yaşamımızda çok önemli ilişki alanlarından bir tanesidir. Buna rağmen psikoloji alanında üzerine belki de yeterince konuşmuyoruz. Bu nedenle gelin “arkadaşlık” dosyasını birlikte açalım. Öncelikle, “arkadaşlık nedir?” sorusuna cevap vererek başlayalım. Arkadaşlık, seçimlerimize dayalı kurulan ve sürdürülen bir ilişki biçimidir. Her ilişki gibi insanın sosyal dünyasının bir parçasıdır. Bizler sosyal canlılarız ve arkadaşlık ilişkilerinin bu anlamda pek çok psikolojik işlevi vardır. Anlamlı, yakın arkadaşlık ilişkileri kişinin yaşamından memnuniyetini, güvenlik ve aidiyet hislerini çok önemli oranda etkiler. Yaşamlarımızın tamamında, çocukluktan yaşlılık dönemine arkadaşlıkların yeri vardır. Hayatın hangi döneminde olduğumuza göre arkadaşlıklarımızın niteliği ve niceliği doğal olarak değişir. Örneğin; çocuklukta ilk arkadaşlıklarımızı kurmaya başlarız ve bu arkadaşlıklar daha çok oyun arkadaşlığıdır. Okula başladığımızda ise akranlarımızla bir araya gelir ve sınıf arkadaşları ediniriz. Bu dönemi takip eden ergenlik döneminde arkadaşlık ilişkileri aile ilişkilerinin de önüne geçerek yaşamlarımızın merkezine oturur, muhtemelen uzunca bir süre de orada kalır. Genç yetişkinlikte ise hem romantik partnerle kurulan ilişkinin önem kazanması hem de genç yetişkinlerin yaşam tarzlarının, yaşam alanlarının değişmesi ile birlikte arkadaşlık ilişkileri de değişir, dönüşür. Yetişkinlik döneminde yeni ve güçlü arkadaşlıklar kurmak pek çok sebeple zorlaşır. Arkadaşlık üzerine düşünürken arkadaşlık türlerini, işlevlerini ve yakınlık seviyelerini de hesaba katmamız gerekir. Tanıdıklık, komşuluk, okul arkadaşlığı, iş arkadaşlığı, yakın arkadaşlık, dostluk gibi sıralayabiliriz. Arkadaşımızın hangi kategoride olduğuna bağlı olarak da o arkadaşlığın niteliği, beklentileri, sorumlulukları ve yakınlık seviyesi değişebilir.
Arkadaşlıkları psikolojik açıdan ele aldığımızda ilk olarak bağlanma kuramına bakabiliriz. Temelleri çocuklukta atılan güven-güvensizlik hisleri bugün kurduğumuz arkadaşlık ilişkilerinde de kendimizi ne kadar güvende hissettiğimizi etkileyen bir meseledir. Arkadaşlıkta güven, zamanla ve yavaş yavaş inşa edilen bir süreç olmalıdır. Hiç kimseye güvenemiyor veya herkese çok güveniyor olmak muhtemelen arkadaşlık ilişkilerimizi olumsuz etkileyecektir. Öncelikle temelde diğerlerine güvenebilme kapasitesine sahip olmamız gerekir. Daha sonra ise karşımızdaki insan güvenilir davranışlar sergiliyorsa zamanla güvenli bir ilişki kurmak mümkün olur. İkinci olarak arkadaşlık ile sosyal kimlik arasında güçlü bir ilişki vardır. Genellikle arkadaşlarımızı bize benzeyen (en azından belli açılardan) kişiler arasından seçeriz. Bu hem sosyal kimlik oluşturmamızda (“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.”) hem de kendimizi bir gruba ait hissetmemizde etkili olur. Son olarak arkadaşlıklarda karşılıklı olarak destek, keyif ve anlam sunulması arkadaşlığın sürdürülebilmesi için önemlidir. Arkadaşlık, eşitler arası bir ilişkidir dolayısıyla karşılıklı sunulanların belli bir dengede olması önemlidir.
Randevu ve Bilgi Alın
Eğer Ankara Çankaya’da yüz yüze veya online (çevrimiçi) olarak psikoterapi hizmeti almak istiyorsanız, iletişime geçebilirsiniz.
İlişkilerde kendiliğimizi yok etmeden var olmak mümkün mü? Kendi gerçekliğimizi keşfetmeden ilişkilerimiz gerçek ve samimi olabilir mi? Varoluşsal yalnızlık ile yüzleşmek bu yolda bizi kendimize yakınlaştırabilir.
Yetişkinlikte eski arkadaşlıkları sürdürmek ve yeni arkadaşlıklar kurmak önceki dönemlere göre çok daha zorlayıcı. Nasıl yakın arkadaşlık kurabiliriz? Eski arkadaşlarımızla kopmamak mümkün mü?
Arkadaşlığın pek çok psikolojik işlevi vardır. Sosyal canlılar olan insanların en önemli ilişki biçimlerinden biri olan arkadaşlığa gelin beraber bakalım.